Mimarlıkta Kuram ve Eleştiri I 04 Aralık ’14 I 09 BURAK ALTINIŞIK I Kuram,Pratik Ve Geçmiş I Kerem Meral

Burak Altınışık, meslek içerisinde ve ya günlük yaşantımızda farketmeden ve sıklıkla kullandığımız kavramların anlamlarını açıklamak üzerine başladığı konuşmasında, dikkat çekici olan özelliği, yoğun bir eleştirel pencereden bakmasıydı. Belki de bu doluluğu, inandığı kavramların kullanım alanlarındaki bozulmalar ve dönüşümlerdi. Yani “Kuram çatışma ortamıdır.” derken; bu çatışmanın içinde bulunduğundan dolayı bu derece agresif görünüyordu. Bu şekilde bir tahmin ileri sürmek zor olsa da;  baktığı pencere pek de kolay çözümlenecek bir durum olarak görünmüyor.

Öncelikle kuram ve pratik, mimarlık tarihinin ilk evrelerinden başlayarak günümüze kadar aynı çatı altında olan, fakat birbirinden oldukça farklı çizgilerde yer alan uzmanlık alanlarıdır. Mimarlık çatısı altında olan iki farklı uzmanlık alanı, eksenleri ayrı olsa da birbirleriyle olan etkileşimi, ikisi içinde olumlu gelişimleri beraberinde getirmektedir. Kuramın pratikten kopuk olma durumunu da  gayet normal bir durum olarak kabul edebiliriz böylece.

Mimarlık, mesleki yelpazesinin oldukça geniş bir alanı taraması sebebiyle; tarih boyunca kuram ve pratik çatışmalar içine girmiştir. Kuram ve pratik zaten ayrı ayrı uzmanlık alanlarına yayılırken hangisinin temel alınması gerektiği, meslek hayatının çizgisine göre karar verilmesi gereken bir durumdur. Kuram pratikten beslenir, pratik kuram ile gelişir.

Burak Altınışık’ın konuşmasında bahsettiği kuramın tartışma ortamı olma durumu ve geçmiş kuşaklarla çatışma halinde bulunması, farklı yorumlamaları beraberinde getirebilir. Bugüne sırtını dönen bir çatışma ortamı, geçmişten faydalanmak konusunda oldukça sıkıntı çekebilir. Mesela, 19. yüzyılın başında Victor Cousin’in başını çektiği eklektik yaklaşıma göre, tarihsel öneme sahip bütün geçmiş fikirler mükemmel sistemler yaratmak iddiasında olamazlar; ama tarih boyunca bu tür fikirlerin içlerinden işe yarar bir şeyler mutlaka alınmış ve bir başka sistemde faydalanılmıştır. Buna göre, tarihsel olayların gelişiminden haberdar olan ve artık tarihsel süreçleri kontrol etme imkânı olan çağdaş insan, bütün bu sistemler içerisinden ideal fikir parçalarını (fragments) devşirip ilerlemek için en müsait sistemi meydana getirebilirler.(*) Bu sebeple geçmişle çatışma ortamı içinde bulunmak, kazanacağımız deneyimleri göz ardı etmemize neden olabilir.

Genel olarak, kuram ve pratiğin birbirnden kopuk olmasının nedeni aslında böyle bir zorunluluğun içinde bulunmasından kaynaklı olabilir. Farklı uzmanlık alanları tek bir çatı altında işlemeye çalıştığı zaman sistemler arasında gerilimler olabilir. Fakat ikisi de birbiriyle etkileşimde bulunduğu müddetçe gelişimlerini hızlandırabilir, etki alanını genişletebilirler. Bu genişleme meslek alanı dışında olan insanların bu konu üzerinde fikir sahibi ve savunucusu olması olarak düşünülebilir. Geçmişiyle çatışma ortamı içinde bulunan bir kuram içinde; pratikte kazanabileceği tecrübeleri göz ardı etmemesi konusunda hassas ve dikkatli olunmalıdır.

(*)Rönesans’tan Modernizme Mimarlık Kuram ve Pratiğinde İdealleştirme Olgusu (1)
Uğur Tuztaşı, Yrd. Doç. Dr., Bozok Üniversitesi Mimarlık Bölümü
Yusuf Civelek, Öğr. Gör., Dr., GYTE Mimarlık Bölümü

Yorum bırakın